Uterin fibroid ya da leiomyom olarak da isimlendirilen miyomlar uterus (rahim) içerisinde meydana gelen kas tümörleridir. Bu tümörlerde kansere dönüşme nadir olarak gözlenir. Miyomlar birçok şekil, boyut ve lokasyonda meydana gelebilir. Uterusun içi, uterus duvarı veya yüzeyi miyom gelişebilecek bölgeler arasındadır. Boyutları gözle görülemeyecek kadar küçük olabildiği gibi uterusun şeklini etkileyebilecek kadar büyük boyutlara da ulaşabilir. Bazı miyomlarda bu özelliklere ek olarak bir sap veya kök benzeri yapı da bulunabilir.
Uterin miyomların genellikle ortaya çıktığı yaş grubu üreme çağında bulunan 30-40 yaş aralığındaki kadınlar olsa da herhangi bir yaşta da oluşabileceği unutulmamalıdır.
Miyom Nedir?
Miyom kadınları en sık etkileyen iyi huylu tümörler arasında yer alır. Bu oluşumlar ismini myometrium isimli uterusun düz kas tabakasından alır. Miyomu oluşturan hücreler bu düz kas tabakasından köken alırlar ve bu hücrelerden meydana gelen yapıların büyümesi kan dolaşımındaki östrojen miktarı ile ilişkilidir. Bazı miyom olguları oldukça geniş bir hale gelerek karın ağrısı veya anormal menstrual kanama gibi şikayetlere neden olabilir.
Miyomların tiplendirilmesi meydana geldiği uterus bölgesine göre değişkenlik gösterir:
İntramural miyomlar en sık tespit edilen miyom türüdür. Bu tip miyomlar uterusun kas duvarı içerisinde meydana gelir. İntramural miyomlar zaman içerisinde büyüyerek rahmin esnemesine neden olabilir.
Subserozal miyomlar uterusun dış katmanlarındaki seroza tabakasından köken alırlar. Büyüyen subserozal miyom rahim içinin tek taraflı olarak daha büyük görünmesine neden olabilir.
Bir diğer miyom çeşidi olan pedinküle miyomlar, subserozal miyomların bir kök veya sap benzeri yapı ile desteklenmiş formudur.
Submukozal miyomlar rahim içi kas tabakasının orta kısmı olan myometriumda meydana gelir. Bu tümör tipi diğer miyomlara göre daha nadir olarak görülür.
Miyom Belirtileri Nelerdir?
Miyom belirtileri genel olarak oluşan tümör sayısı, boyutu ve meydana geldiği bölgeye göre değişkenlik gösterir. Bazı küçük miyomlarda veya kişi menopoz dönemine yakın bir zaman diliminde ise herhangi bir şikayet oluşturmayabilir. Belirti oluşturmayan miyom olguları genellikle rutin taramalar sırasında tespit edilir. Bazı olgular ise semptomatik bir seyir izleyebilir ve çeşitli belirtilin oluşmasına neden olabilir:
- Pıhtılı ve yoğun adet kanaması meydana gelmesi
- Kasık ve sırt bölgesinde ağrı
- Menstrual krampların sıklığında artış
- İdrar yapma sıklığında artış
- Cinsel ilişki sırasında ağrı oluşması
- Alt karın bölgesinde şişkinlik veya baskı hissetme
- Karında şişkinlik veya büyüme meydana gelmesi
Miyom Tanısı Nasıldır?
Miyom olgularına tanısal yaklaşımda jinekoloji uzmanı hekimler önce tam bir pelvik muayene ve tıbbi öykü alımına başvururlar. Ardından ultrasonografi veya pelvik manyetik rezonans görüntüleme yöntemlerini kullanarak miyomların sayısı ve bölgesini tam olarak tespit edebilirler. Böylelikle kişiye en uygun tedavinin planlanması sağlanmış olur.
Miyom Tedavisi Nasıldır?
Miyom tedavisinde nasıl bir yol izleneceği hastanın yaşı, miyomun büyüklüğü ve genel sağlık durumuna göre değişkenlik gösterir. Bazı kişilerde hormon üretimini bloke eden ilaçların kullanımı miyomların küçülmesini sağlayabilir. Çeşitli şikayetler varlığında ise tedavi amacıyla cerrahi girişimlerin uygulanması gerekli olabilir:
- Aşırı düzeyde menstrual kanama
- Adet dönemleri arasında kanama oluşması
- Alt karında yoğun ağrı ve basınç hissi
- İdrar yapma sıklığında aşırı artış
- İdrar yaparken mesane tam boşaltılamamış gibi hissetme
Bu tarz şikayetlere ek olarak, gelecekte gebelik isteyen kadınlarda da miyomların cerrahi olarak çıkarılması gündeme gelebilir. Bazı miyomlar kişilerin düşük yapma riskinde artışa sebep olabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Miyom Ameliyatı Nedir?
Miyom ameliyatı bu oluşumlara sahip kişilerde gebelik istemi bulunması ve mevcut miyomların gebeliğin sürdürülmesi adına risk teşkil etmesi halinde başvurulan tedavi şeklidir. Cerrahi girişimler ile büyük veya çok sayıda miyomun temizlenmesi sağlanabilir. Myomektomi olarak isimlendirilen bu prosedür açık ameliyat veya laparoskopik (kapalı) şekilde gerçekleştirilebilir. Laparoskopik myomektomide kamera ve cerrahi aletlerin karın içerisine geçebilmesi adına karın bölgesine küçük kesiler (insizyonlar) atılır. Laparoskopik cerrahi müdahale sonrasında miyomların tekrar büyüme riski mevcuttur. Laparoskopik ameliyatın sonrasında kişiler genellikle geceyi hastanede gözlem altında geçirirler ancak iyileşme süreleri açık miyom ameliyatına göre daha hızlıdır.
AÇIK MİYOM AMELİYATI
Rahimde miyom ameliyatı karın bölgesine atılan kesi vasıtası ile açık ameliyat şeklinde de gerçekleştirilebilir. Bu operasyon özellikle uterus duvarında çok sayıda veya oldukça geniş miyomları olan kadınlarda tercih edilir.
Ameliyat öncesi dönemde hekimler bazı kişilere miyomlarının küçülmesini ve böylelikle operasyon sırasında daha kolay çıkarılmasını sağlamak için çeşitli ilaçlar reçetelendirebilir. Gonadotropin serbestleştirici hormon antagonisti olarak sınıflandırılan bu ilaçlar vücutta östrojen ve progesteron gibi hormonların üretimini engelleyici özellik gösterir. Böylelikle kişiler geçici bir menopoz haline sokulmuş olur. İlaçların kullanımına son verilmesinin ardından kişilerde adet kanamaları yeniden başlar ve gebelik istemini gerçekleştirebilirler.
Açık miyom ameliyatı öncesinde operasyonu yapacak hekime; kullanılan ilaç, vitamin, takviye gıda ürünü veya bitkisel ürünler varsa belirtilmesi gerekir. Ameliyat öncesi dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da tütün kullanımıdır. Genel olarak sigara içen kişilerin açık miyom ameliyatından 6-8 hafta öncesinde bu alışkanlıklarına son vermiş olmaları beklenir. Tütün kullanımının sonlandırılması kişilerde iyileşme sürecinin olumsuz etkilenmemesi açısından oldukça önemlidir.
Genel anestezi altında gerçekleştirilen açık miyom ameliyatında cerrahlar ilk olarak alt karında rahmin bulunduğu bölgenin üzerinde bir kesi (insizyon) atarak operasyona başlarlar. Bu kesi dikey veya yatay olarak gerçekleştirilebilir.
Yatay insizyonlar genellikle 7-10 santimetre uzunluğundadır ve pubis kemiğinin hemen üzerinde gerçekleştirilir. Rahim içinde yer alan miyomların çıkarılması için yeterli kabul edilen bu kesi tipi genellikle daha az ağrı oluşumuna neden olur ve operasyon sonrasında daha küçük bir iz bırakır.
Dikey insizyon tekniği açık miyom ameliyatlarında nadir durumlarda başvurulan bir uygulamadır. Göbek deliğinin hemen altından başlayarak pubis kemiğinin üzerine kadar devam edilir. Dikey insizyona çok büyük boyuttaki miyomlarda başvurulabilir.
İnsizyonun gerçekleştirilmesinin ardından cerrah rahim duvarında yer alan miyomların temizlenmesini gerçekleştirir. Miyomların alınmasını takiben cerrahi dikişler vasıtası ile rahim içi kas tabakalarının tekrar birleşmesini sağlar. Çoğu hasta bu açık miyom ameliyatını takiben 1-3 günlük bir süre zarfı boyunca hastanede müşahede altında tutulur.
Ameliyat sonrasında ağrı meydana gelmesi gayet doğaldır. Hekimler bu şikayetin dindirilmesi adına çeşitli ağrı kesici ilaçların reçetelendirilmesini gerçekleştirir. Aynı zamanda birkaç gün ile haftalar arasında ifade edilen bir süre zarfı boyunca hastalarda lekelenme şeklinde kanamaların olması normaldir. Kişinin normal aktivitelerine ne zaman dönebileceği uygulanan prosedüre göre değişkenlik gösterir. Açık cerrahi operasyonların iyileşme süresi diğer uygulamalara göre daha uzundur. Genel olarak laparoskopik cerrahi müdahale sonrasında iyileşme süresi 2-4 hafta olarak kabul edilirken açık abdominal myomektomi sonrasında iyileşme dönemi 4-6 hafta arasında değişebilir.
Semptomatik seyreden myomlarda cerrahi müdahale ile bu yapıların çıkarılması kişinin şikayetlerinin dindirilmesini sağlayabilir. Hangi cerrahi tekniğin seçileceği ise kişilerde bulunan miyom sayısı ve boyutuna göre değişkenlik gösterir. Operasyonu takiben kişilerin tamamen iyileşme sağlanmadan önce ağır kaldırma ya da zorlayıcı egzersizlerden kendini sakınması gerekir. Kişilerin hem günlük uğraşlarına hem de cinsel aktivitelerine ne zaman dönebileceğine dair hekimlerine danışması önerilir.